24 Ağustos 2017 Perşembe

Bayramın Gelişi ve Ufak Bir Hatırlatma Notu

Merhaba sevgili okurlarım 

Evet konumun başlığındaki gibi kurban bayramına oldukça az bir süre kaldı.Bu hususta hastalığımız ile alakalı bir kaç bilgiden bahsedeceğim.

Zayıf arkadaşlarımı yakından ilgilendiren konu beslenme ile alakalı olacak.Bayramda kesilen kurbanlar kurulan büyük sofralar,evi saran nefis et kokuları :) kulağa hoş geliyor değil mi?

Evet hoşta gelmeli çünkü protein açısından zengin olan et akciğerlerimizin beslenmesinde büyük rol oynuyor.

Akciğerlerimizin gelişmesi ve diğer organlarımızın sağlığı açısından etin önemi gerçekten büyük.Bol karbonhidratlı sağlıklı yiyecekler ileride bize artı olarak dönecek ve Pnömotoraks riskini azaltacaktır.Bu sadece gereken kalori hakkındadır okurlarım yanlış anlaşılmasın kişiden kişiye değişebilir.Diğer yazılarımda ki gibi pnömotoraks sadece zayıflarda olmuyor.Ama zayıf arkadaşlarımda bu tehlikenin pençesi altındadır ve 18-22 yaş aralığındaki gereken kilonun altında seyreden astenik yapıda ki yeme içme ile arası iyi olmayan gününü sigara ve kahve gibi zararlı alışkanlıklar ile açan arkadaşlarım için ufak bir not yazısıdır.

Kurban bayramı elbette bir bahane ama boş geçirmeden etimizi salatamızı bol bol tüketelim.Sakın ha yememezlik yapmayalım.

Günlük enerji ve kalori miktarını karşılayalım.Bu konu hakkında ileride Pnömotoraks ve beslenme olarak yayınlayacağım şu anda yazım aşamasında umarım faydalı bilgiler sunacağım sizlere ...

Hooop toparlamak gerekirse;

Umarım sigara ve dumanında uzak duruyor,uykularınızı alıyor ve planlı yaşıyorsunuzdur.
Tek ricam hastahanede geçirdiğiniz zorlu günleri unutmadan yaşamanızdır.Allah bir daha göstermesin çok bildiğiniz üzere zor durumdur.Şu anda hastahanede yatan ve tüp takılı olan arkadaşlarıma acil şifalar diliyorum ve bir an önce düzelip ayrılmarını diliyorum ...

Sevgilerimle
Tolga Ürkmez

Burcu Güneş'ten Türkü Albümü

Burcu Güneş'ten Türkü Albümü 

Merhaba sevgili okurlarım

Bu yazımda sizler ile 1997 yılından bu yana kaliteli müzik ile bizleri tanıştırıp büyüten,çağın Pop müzik divası ,Zenci gırtlaklı beyaz kızı,Güneşin Kızı olarak basına lanse olarak edilen ve öyle kabul edilen,sevenlerinin gönlünde yıllardır taht kuran ve sadık bir dinleyici kitlesi yaratan Burcu Güneş hakkındaki yazımı hazırladım.


Öncelikle şunu söylemeliyim ki olay 1997 yılından öncesidir.Müzik ile yoğurulmuş hayatı,küçük yaşlarda ile babası ile kurdukları Dio,Trio orkestralar ile tanınmış oteller ve jazz kulüplerinde şarkı söyleyen küçük bir Burcu vardı sahnelerde.

Her yaptığı şarkı olay ve müzik severler'e ulaştıktan sonra sosyal medyayı yerinden sarsar derecede oluyor. sevgili Burcu Güneş hep zirvede hep yukarıda.Ve tabi ki her zaman kaliteli.Ne demek peki müzikte kalite?

Burcu Güneş akustik bir sanatçıdır. Playback yapmaz!Mikrofonu bir eline aldı mı canını okur tabiri caiz ise.Gerekse shov,gerek ise ses .. Tek başına doldurur o dev sahneyi dev duruşu ile,dolar taşar dinleyicisi ve sevenleri ile.Doyamazsın dinlemeye,izlemeye .Repertuarı her zaman özeldir,farklıdır.Sahne sanatçısıdır.Magazin ile işi olmaz,magazin her zaman duruşunu,işini takip eder.
Çok iyi bir besteci,müthiş bir söz yazarıdır sanatçımız.Sahne kostümleri,her albümünde şarkının duygusuna büründüğü kılık,style baş döndürücüdür. Kendi kulvarının yıldızıdır. Onu 1 numara yapan,her zaman kalitesi ve bozmadığı çizgisidir.Albümlerine verdiği özen,titizlik onu bu günlerdeki Pop müzik divası Burcu Güneş yapmıştır.

Beni heyecanlandıran Basını etkisi altına alan  Burcu Güneş'ten Türkü albümü müjdesi haberleri ...















Burcu Güneş'in çıkaracağı Türk Halk müziği albümünde müzik severleri büyük ama büyük süpriz düetler bekliyor.Düet yapacağı sanatçılardan birisini geçtiğimiz günlerde sosyal medya hesabından duyurdu Burcu Güneş.Çıkaracağı Türk Halk Müziği albümünde Selçuk Balcı ile olay bir düet çalışmasına imza atacak...


Güçlü yorumu ve Selçuk Balcı'nın türküsü ile önümüzdeki aylardan itibaren Burcu Güneş'in müzik dünyasına uzunca bir süre hakim olacağını hissediyorum.Çünkü bu bir Türk Halk Müziği Albümü ve Burcu Güneş her zaman mütevazı kişiliğini ve müzikteki başarısını,çalışkanlığını ve titizliğini göz önünde bulundurursak büyük başarı kaçınılmaz olacaktır.Diğer albümlerinde de olduğu gibi.Sevgili Güneş'in Tılsım albümü 1 milyonun çok üzerinde satmıştır.Bu başarının başka bir kanıtıdır.Ama bunun sakın satış rakamları ile alakalı olduğunu düşünmeyin.Onu kaliteli bir sanatçı yapan diğer bir özelliği de rakamsal satış değerleri değil, gönülden ve kalben kendini müziğe verip bunu müzikseverlerin gönüllerinde hissede bilmesidir ...


Neyse efendim devam edip toparlayıp bitirelim.Beni heyecanlandıran diğer bir konu ise Kalan Müzik ekibi ile Burcu Güneş'in Türk Halk Müziği albümü yapması.Gerçekten kalite şoku :) Bu ekipten öylesine bir iş çıkar ki ... Yurt dışına kadar ses yükseltir bu albüm benden söylemesi...
Sevgilerim ile
Tolga Ürkmez

22 Ağustos 2017 Salı

Talihsiz Başım

Merhaba Sevgili Arkadaşlarım

Evet yazdığım başlıktaki gibi talihsiz başım!


Geçirdiğim bu sıkıntılı pnömotoraks evresinde Annemin emeği gerçekten paha biçilemezdi.

Hastahanede ayrı evde ayrı sokakta ayrı okulda ayrı ...
Beni iyi etti canım annem. Ama ne oldu? Tam ben ayağa kalktım her şey farklı olacaktı derken Anneciğime koyulan kanser teşhisi bu başlığı yazmama sebep oldu talihsiz dertli başım ...

Pnömotoraks sonrası iş hayatına verdiğim arada memleketim Malatya'ya temiz hava ve biraz dinlenmek için annem babam ve ben gitmiştik.Bayramın birinci günü oturduğumuz balkonda herkes sigara içiyordu.Annem beni her zaman ki gibi o ortamdan postalamıştı. Bende balkona kuzenlerimle muhabbete gitmiştim.Arkamı döndüğümde annem bayılmıştı çoktan.Ablamın çığlıkları ve toplanan kalabalık ortalığı yıkmama sebep olmuştu.Gelen ambulans ve hastahaneye gitmemiz yaklaşık 10 dakikayı bulmuştu.


Annemi tomografiye almışlardı ve geçirdiği baygınlık normal değil bir nöbet tarzı bayılmaydı titreyerek ve bağırarak.


Tomografi sonrası doktorun yaptığı açıklama beyinde oluşan kitle şüphesi idi.Hastahaneye en acilinden yatış vermemiz gerektiğini söyledi doktor.Bilinmez bir memlekette bilmediğimiz bir muhitte bilinmez bir süre için hastahaneye yatırılmıştık. Yaklaşık 2 hafta yattık ve teşhis konmuştu.3 evrede malign melenom cilt kanseri ve beyinde metastazı vardı.


Hastahaneden ayrılıp Ankara'ya dönerken hayatımızın içinde hızlı bir değişme mahvolmuş yıpranmış duygular yeni başlangıçlarımız yine başlayamamıştı.


Yurt dışından gelen ilaçlar ile kemoterapi yolculuğumuz başlamış saçları kalmamış bedenen ve ruhen çöküntüye uğramış,hastalık ile cebelleşen bir annem olmuştu.Bu arada ben, beni hiç ama hiç sormayın ...


Sadece birazcık dinlenmeye gitmiştik.Kafa açmaya yemeye içmeye biraz dağ ve ağaç havası almaya.

Annemin içinde gelişen kanseri bilmeden güldük eğlendik.Bize kalan hastalığı öğrenip yüreğimizde taş geri dönmek oldu ... 

Artık yeni alınan dikişlerim değil kalbim çok ağrıyordu hayat başka bir yöne doğru gidiyordu.Annemi kaybetme korkusu delirtiyor aklımı yitirecek gibi oluyordum ...
Ne yapacaktım peki şimdi? Oturup delirecek miydim? Hayır! Her şeyin bir sınav olduğunu ve bu sınavdan 100 puan almak için uzunca bir öğrencilik yoluna gireceğimi biliyordum.Kanser ile savaş dernekleri,bilgilendirmeler psikolojik destekler uzun bir yol ... Ne demiş yazar;

''Alışmak hep çok zor geliyor
Alışmak herkese zor geliyor
Sen yokken bir yanım
Öbür yanım eksik kalıyor.''

Zor gelse de alışıp savaşmamız gerekiyor.Hayat mücadele ile güzel.Anladığı dilden konuşacağım bundan sonra :)

Sevgilerimle ..
Tolga Ürkmez

Pnömotoraks ve Yaz Sıcakları Hakkında

Merhaba sevgili Pnömotoraks ile hayatını sürdüren arkadaşlarım.

Bu yazımda sıcak yaz günlerinde bizleri zorlayan Pnömotoraks ile ilgili tavsiyeler vermeye çalışacağım.

Şu sıcak havalarda bazen nefesimin daraldığını hissedip tempolu yürüyüşüme ara verip atı veriyorum kendimi bir kaldırım köşesine veya bir çimenliğe.Biz Pnömotoraks hastaları gerçekten planlı yaşamak durumundayız bunu gerçekten anlıyorum.

Çoğu zaman normal geçirdiğim günlerin ardından aylar sonra göğsümdeki sancı beliriveriyor.
Ama çoğu zaman normal bir sancıdır bu.Bu sancı;

-Yavaş ol gidebiliriz ama Pnömotoraks geçirmiştik.Belki biraz dinlenmek iyi gelebilir demek olabilir.
Ya da uzun bir merdiveni hızlı tırmanırken daralan nefesi zorlamak yerine yavaştan almak zorunda kalabiliyoruz.

Öncelikle Pnömotorakstan önce dağları taşları bir çırpıda aşardım.Sıcak yağmur kar çamur dinlemezdim.Ama şuan için tempoyu biraz yavaşlatmış bulunmaktayım

Planlı yaşama geçtim sevgili arkadaşlar.Sırt çantam olmadan adım atmıyorum. Şimdi sizlere biraz aldığım önlemlerden bahsedeceğim.

Bazen hepimiz farkında olmadan uzun süre aç kalabiliyoruz. Aç kalmak Pnömotoraksımızı bazen çok önemli bir etken olmasa da Pnömotoraksımızı tetikleyebilir

Bunun için çantamda her zaman besin değeri yüksek besleyici yiyecekler bulundurmaya çalışıyorum.
Örneğin fındık,ceviz,badem,portakal suyu,peynirli domatesli sandviç gibi.

Su çok önemli tabii bu konuda.Vücudumuzu sussusuz asla zorlamamalıyız.Günlük su ihtiyacımızı karşılayacak şekilde tüketmeliyiz.

Ağır işlerden ,ağır kaldırmaktan,sigara ve dumanından her zaman çekinmeliyiz.Bu demek değildir ki tembellik yapalım :) Her şeyimizin dediğim gibi ölçülü ve planlı olması gerekiyor.

Hızlı ve tempolu her zaman koşacağız yılmadan.Fakat bunu yaparken kilomuzu her zaman kontrol altında tutmaya ve dengeli ve yeteri kadar beslenmeye özen göstermemiz şart.

Pnömotorakslı arkadaşlarım sabah kahvaltısı gerçekten çok önemli.Ben her sabahımı acı zehir gibi bir filtre kahve ile açardım önceleri.Şimdi ise kahvaltıları mı zorda olsa dolu dolu geçirmeye özen gösteriyorum.Ara öğün yapıyorum.

En büyük tavsiyem sıcak yaz günlerinde vücudunuzu fazla yoracak işlerden kaçınalım.Yeterli su tüketimine ve beslenmemize özen gösterelim.

Sevgi ve saygılarımla...
Tolga Ürkmez


31 Ocak 2017 Salı

Pnömotoraks Sonrası Sigara Hakkında

PNÖMOTORAKS VE SİGARA İLİŞKİSİ

Bu başlığımdaki yazıma ilk olarak şöyle başlamak istiyorum sevgili arkadaşlar

Pnömotoraks'a etki eden faktörlerin başında sigara gelmektedir.
Sigara içmeyen hastalarda Pnömotoraks olma riski yok denecek kadar azdır
Eğer ailenizde pnömotoraks var ise ve sizde yok ise ve sigara içiyorsanız  olma riskiniz %90 :) 

Evet pnömotoraksta en önemli etkenlerdir ani basınç değişimi,dalış,paraşüt ile atlama,çarpma gibi.

Bunlardan öte en önemli etken sigaradır!

Pnömotoraks atlatan hastalar en çok şu soruyu sorarlar kendilerine;
-Acaba bir daha başlasam tekrar eder mi?
-Arada sırada bir tane içsem bir şey olmaz
-Ayda yılda bir gibi ... 
Arkadaşlar asla! 

Pnömotoraks geçiren insanların asla hiç bir suretle sigaraya başlamaya hakkı yoktur.

Bırakın başlamayı yeniden sigaranın dumanını solumak bile hastalığın tekrarını artırıyor ve hastahanede geçirdiğiniz günleri ne çabuk unuttunuz? 
Tek ricam sigaradan uzak durun ve kendinize bu tip sorular sormaktan bir zahmet .

Pnömotoraks geçirmiş hastanın artık sigaradan uzak,kaliteli bir hayat yaşaması gerekiyor.Beslenmesi ve uykusunun düzenli,ağır işlerde çalışmaması gerekli ve kilosunun kontrol altında tutulması gereklidir.


Sevgilerimle
Tolga Ürkmez

28 Haziran 2016 Salı

Pnömotoraks ve Tekrar Etmesi,Psikolojik Tedavi

Pnömotoraks ve Tekrar Etmesi,Psikolojik Tedavi

Öncelikle şunu söylemek istiyorum sevgili arkadaşlar.Biliyorsunuz Türkiyede hastahanelerde organ bağışı için bekleyen binlerce hasta varken,
Yıllardır kanser ile savaş veren canlar varken,
Lösemi hastası olup umut bekleyen yürekler varken
oturupta Pnömotoraks gibi tedavisi olan bir hastalık için karalar bağlamaya hakkımız olmadığını
 düşünüyorum.

Bir çok spontan Pnömotoraks geçiren hastalar en küçük ağrıda,sancıda,sızıda acillere başvurmakta ve iyi sonuçlar almaktadır.Panik ataklar geçirip hastalık hastası olmak yerine kontrollerinizi düzenli hale getirirseniz her anlamda daha faydalı olacaktır.Kolay olan hiç birşey yok tabiki sonuçta vücuda neşter değiyor.Ama dediğim gibi şükretmek önemli.
Öncelikle gelin Akciğer Sönmesinde tekrar yüzdelerini inceleyelim;


ilk defa pnömotoraks geçiren kişilerde tekrar etme olasılığı %20
İkinci defa pnömotoraks geçirmiş kişilerde 3 ye tekrar etme olasılığı %50 dir.
üçüncü olursa tıp kuralları gereği ameliyat edilerek bu durum %5 e kadar iniyor.

Bu tablodan sonra kendimizi iyi anlamda motive etmemiz için resmen şükür etme gizlenmiş :)
Ameliyatı var, tekrar etme oranları çok düşük ve ameliyattan sonra bile 30 gün içerisinde eski rutin hayatınıza geri dönebiliyorsunuz.Daha ne olsun.
Ben başta çok korkmuş,çok ter dökmüştüm fakat hastalık hakkında bilgiler toplayıp doktorlarumla görüştükçe korkularımı yavaş yavaş toprağa gömdüm ve bitirdim.
Başımdan geçenleri anlattığım yazımda bazı bölümlerde panik bozukluk yaşadığım doğrudur.Fakat tedavi süreci ile alakası olan bir durum değil,tamamen başıma neler geleceğinden habersiz olduğum için korkmuştum.
Şunu asla unutmayın ki akciğer hastalıklarının iyileşmesi %80 moraldir! 
Moraliniz ne kadar yüksek olursa hortumu attıktan sonra tekrarlaması o kadar az olur.
Unutun gitsin!
Ben haftalarca kafayı takmış dilimden bir an olsun düşürmüyor tanıdık tanımadık doktorlar araştırıyor ipin ucunu arıyordum.Fazla bilgi göz çıkarmaz lafı doğrudur fakat konu sağlık olunca ve psiko sosyal sorunlar yaşamaya başladıysak bu süreçte araştırmayı kesmemiz psiko sorunlarımız için faydalı olacaktır.
Bu süreçte kendinizi yormadan bol bol yürüyüş yapın
Bir balonu elinize alın sorunları ve korkuları üfleyin balonun içine hem akciğerlerinizi açın hemde sorunlardan kurtlun eğlenin :)
Pnömotoraks geçiren hastaların bir çoğu sonrasında daha kaliteli bir yaşama imza atmışlardır.
Spor dolu,sigaradan uzak,beslenme düzeni muazzam kişilere dönüşmüşlerdir.
Sosyal ortamınızdan asla ayrılmayın,yanlız kalmamaya çalışın
En önemlilerinden miğdenizi bayram ettirme zamanı yiyin için kilo almaya bakın sevgili arkadaşlarım.Hiç bir sınırlamanız yok.
Her yazımda değindiğim gibi şükredin.
Yanlız değilsiniz.Bu blog bizim bloğumuz.Yaşayanlar olarak birbirimizi en iyi anlayanlar biz olacağız.( damdan düşenin halini en iyi damdan düşen anlar misali .)
Rutin hayatınızı bulana kadar hareket halinde gayret göstermeniz hastalığı unutmanıza yardımcı olur.


Sevinilesi olaylarınız olabilir.Örnek olarak ilk defa pnömotoraks geçirmiş bir çok vatandaşımız günde iki paket sigara içtiği halde paketini kırıp atarak hayatına daha temiz bir sayfa açarak devam ediyor.
Sevgilerimle
Tolga Ürkmez

19 Haziran 2016 Pazar

Pnömotoraks Tedavisi

Pnömotoraks ve Tedavisi

Sevgili okurlar merhaba;

İlk yazımda sizlere Pnömotoraksın nasıl bir hastalık olduğundan bizzat yaşayan birisi olarak bahsetmiştim.Bu yazımda ise bahsi geçen hastalığımızın tedavisinin nasıl yapıldığından,iyileşme süreci ve yaşananlardan bahsettiğim yazı dizimle bu hafta sizlerleyim.

Pnömotoraks acil bir vakhadır.Yani akciğeriniz fiziksel olarak söndüğü için işlevini tedavi başlayana kadar yitiriyor.Yoğun ağrı ve sancılar bir anda girdiği için hemen acile gidiyorsunuz.Çünkü hayatınızı durduruyor nefes alamıyorsunuz.
Tedavi yöntemi olarak Göğüs Tüpü uygulanıyor.
Tedavi basit ve etkili ...
Göğüs tüpü koltuk altından minik bir delik açılarak plevral boşluğa yani hava dolan yere minik plastik ve şeffaf bir hortum yollanıyor.Bu hortumun ucu ise fanus şeklinde içerisi su dolu bir aparata takılıyor.Ve siz nefes alıp verdikçe bu aparattaki su bir aşağı bir yukarı inip çıkıyor.Tedavinin mantığı şudur;





Plevral akciğer boşluğundaki havayı,öksürerek su dolu aparatın içerisinde hortum yardımı ile yollamaktır.Hava boşaldıkça akciğer yavaş yavaş şişer ve eski halini yerine alır.
Genelde göğüs tüpü takıldıktan sonra oturmak ve yatmak çok zor olur.Ağrılı ve sancılı geçer bu saat ve dakika ve günler.Takılır takılmaz ağrı kesici serumlar ve ilaçlar verilir.
Göğüs tüpü takılırken bölge uyuşturulduğu için asla acı hissetmezsiniz.Çok çok 15 dakika sürer takılamsı.Neşter yardımı ile şişe kapağından daha küçük bir daire kadar açılır ve hortum içeriye itilir.Genelde korku dolu dakikalardır.Ama tekrar söylemekte fayda var canınız acımaz.Sadece bu esnada size hiç açıklama yapılmamış olabilir.Buda sizi korkutur.




Takıldıktan sonra akciğer filmi çekilir ve siz iyileşme gösterene kadar hortum kalır.İyileşmeniz içeride hava tamamen bitinceye kadar sürer.
İçeride hava kalıp kalmadığı ise şu şekilde anlaşılır;
Hekiminiz tarafından öksürmeniz istenir.Öksürmeniz hortumdan dolayı çok zor olur ve sesiniz öksürürken öhö öhö yerine ihi ihi gibi garip ve nazik bir sese dönüşür.
Öksürdüğünüzde aparat içerisine baloncuk,köpükcük gelmiyorsa iyileşme gözleniyor demektir.Eğer baloncuklar gelmeye devam  ediyorsa hortum çıkarılmaz.
hastahanede 1 aydan fazla süre kalan arkadaşlarımızda mevcut.Ama en çoğunlukla 2-3 gün içerisinde taburcu ediliyor hastalar.
Birde tedbir amaçlı yöntem vardır.baloncuk artık gelmiyordur.Fakat hastanın tehlikeye atılmaması için sadece hortumun ucu su dolu aparattan çıkarılıyor ve bir düzenek yerleştiriliyor.
Bu düzenekteki mantıkta şu oluyor;
Siz nefes alıp verirken içerden dışarı hava veriliyor ,fakat dışardan içeri hava giremiyor.Yani aniden sönme gerçekleşebiliyor.Buna karşı bu düzenekle iki veya üç gün arası bu hortumla evinize gönderiliyorsunuz.Hortum yokmuş gibi yaşıyorsunuz.Yine öksürerek düzenekteki çubuktan doktorlar sönme olup olmadığını anlayabiliyorlar.
Çekilmesi ise çok hızlı olur ve nasıl bittiğini anlamazsınız, ayrıcada canınız yanmaz.
Çekidikten hemen sonra o bölgeye hızlıca dikiş atılıyor veya zımba dikişi yapılıyor.Bildiğiniz zımbalanıyor.
Sonrasında hastahaneden çıkmadan önce son bir film çekiliyor.Kontrolden sonra eve yollanıyorsunuz.